Çeltik Nedir ?

Çarşamba Toraman Pirinç

Dünyada yaşayan insanların yarıdan fazlasının ana besinidir. Pirinçte nişasta oranı, buğdaydan yüksektir. Pirinç, besin maddesi olarak taşıdığı değer yanında sanayide de yaygın şekilde kullanılmaktadır. Çeltik (oryza), oldukça eski bir kültür bitkisidir. Güneydoğu Asya'da özellikle Hindistan ve Çin Hindi'ndeki kültür formlarının zenginliği nedeniyle, oryza cinsinin gen merkezinin de bu bölgeler olduğu görüşü yaygındır. Uzakdoğu'da yerli, Afrika'da yabani çeltik türleri mevcuttur. Çeltik, M.Ö. 3000 yıllarında Güney Hindistan'dan Çin'e, M.Ö.1000 yıllarında Java'ya doğru yayılmış, Avrupa'ya M.Ö. 300 yıllarında girmiştir. Türkiye'ye yaklaşık 500 yıl önce güneyden girdiği sanılan çeltiğin Amerika Kıtasında kültüre alınması ise 17 nci yüzyıl sonlarındadır. Bir çeltik danesi, karyopsis ile onu yapışmaksızın saran iç kavuz ve kapçıktan oluşur. Bu kavuzlar, çeltiğin harmanı sonunda da karyopsisten ayrılmaz. Kavuzlu ürüne çeltik adı verilir. Yalnız kavuzları soyulmuş fakat parlatma işlemi görmemiş daneye ticari işlemlerde kargo veya kahverengi pirinç adı verilir. Kabukları soyulmuş ve parlatma işlemi yapılmış nihai ürüne de pirinç denir. Çimlenmesi için minimum sıcaklığın 12°C, vejetasyon döneminde ise sıcaklığın 20-30°C arasında olması gerekmektedir. Yetişme süresi boyunca sulama suyu sıcaklığının 15°C üzerinde olması gereklidir. Çeltik, su içerisinde çimlenebilen ve kökleri suda erimiş oksijenden yararlanabilen tek tahıl cinsidir. Çeltiğin, Türkiye tarım> bakımından önemli bir yönü de tuzlu ve alkali arazilerde yetişebilmesi, hatta bu tip arazilerin ıslahında etkili olmasıdır. Ayrıca çeltik, besin kaynağı olarak buğdaydan sonra en önemli kültür bitkisidir. ÇELTİĞİN PİRİNCE DÖNÜŞÜMÜ Bu bitki sofralarımıza varana kadar hangi safhalarda geçiyor? Çeltik yani pirincin kabuğundan ayıklanmamış hali tropik ve ılıman bölgelerde su içerisinde yetiştiriliyor. Diğer tahıl bitkileri su içinde uzun süre yaşayamayıp Canlılığını yitirmesine karşın, çeltik suda erimiş oksijeni kullanarak gelişiyor. Uzun ve düzgün yapraklara sahip olan çeltiklerin boyu bir buçuk metreye kadar çıkabiliyor. İlk sürülmeleri sırasında dik duruyorlar, taneleri olgunlaşmaya başladığında ise, sapları eğilip bükülerek suya giriyor. Çünkü, çeltik köklerini kaplayan suyun, yarım metrelik bir yüksekliği oluyor. Suyun dibini ise bir çamur tabakası olarak tanımlamak doğru olur. Bu tabakanın altında ise yoğun oranda kilin bulunması gereklidir. Aksi takdirde toprak suyu emmez. Yeterli olgunluğa ulaştıklarında hasat zamanı başlıyor. Hasadın ardından elde edilen çeltik kavuzları çıkartılarak parlatılıyor ve beyaz renkli pirinç tanelerine dönüştürülüyor. Aslında tanelerin görünümünü düzeltmek gayesiyle yapılan parlatma işlemi, ürünün besleyici değerinin büyük ölçüde yitirilmesine sebep oluyor. Bu işlem sırasında tanelerin yüzeyini çevreleyen protein, yağ, B vitamini, demir, kalsiyumca zengin dış katman kayboluyor. Geriye yalnızca nişasta bakımından zengin bir ürün kalmasına karşın sofralarımızın baş köşesine kuruluyor.